27 Mart 2008 Perşembe

ANAKARTLAR VE KASALAR


1. ANA KARTLAR

1.1. Ana Kart Nedir, Yapısı Nasıldır?

Anakart, bir bilgisayarın tüm parçalarını üzerinde barındıran ve bu parçaların
iletişimini sağlayan elektronik devredir. Fiberglastan (sert bir plastik türevi) yapılmış, üzerinde bakır yolların bulunduğu; genellikle koyu yeşil bir levhadır. Ana kart üzerinde, mikro işlemci yuvası , bellek, genişleme yuvaları, BIOS , diğer kartlar için genişletme yuvaları ve diğer yardımcı devreler (sistem saati , kontrol devreleri gibi) yer almaktadır.

1.2. Ana Kartın Çalışması













RESİMİ DAHA NET VE DÜZGÜN GÖRMEK İÇİN RESME TIKLAYINIZ







Ana kartların temel görevi, üzerinde olan birimler ve genişletme yuvalarına takılacak birimler arasında veri akışını sağlamaktır. Ana kart, insanların sinir sistemi gibi birimlerin çalışmasını düzenlemek ve kontrol etmekle görevlidir. Anakart üzerindeki tüm birimler yonga seti(chipset) adı verilen entegre devrelere bağlıdır. Bu entegreler, ana kartın beynidir ve tüm sistemin uyumlu şekilde çalışmasını sağlar.



1.3. Ana Kartın Bileşenleri










RESİMİ DAHA NET VE DÜZGÜN GÖRMEK İÇİN RESME TIKLAYINIZ






1.3.1.Yonga Seti (Chipset)

Yonga seti (chipset) ana kartın "beynini" oluşturan entegre devrelerdir. Bunlara bilgisayarın trafik polisleri diyebiliriz: işlemci, önbellek, sistem veri yolları, çevre birimleri; kısacası PC içindeki her şey arasındaki veri akışını denetlerler. Veri akışı, PC'nin pekçok parçasının işlemesi ve performansı açısından çok önemli olduğundan, yonga seti de PC'nizin kalitesi, özellikleri ve hızı üzerinde en önemli etkiye sahip birkaç bileşenden biridir.

1.3.2 Veri Yolları (BUS)

Ana kart üzerindeki bileşenlerin birbirleriyle etkileşimde bulunmasını sağlarlar. Veri yolları geliştirilme sırası ile ISA (Industry Standard Architecture), PCI (Peripheral Componet Interconnect) , AGP (Advanced Graphics Port) ve PCIe (Peripheral Componet Interconnect Express)’dir. Bu veri yolları, aynı zamanda bu yolları ile uyumlu çalışan ek donanım kartlarına slotlar ile bağlanabilir. Böylece veri yolunu kullanarak ek donanım birimi ile iletişim sağlanır.

1.3.2.1. ISA (Industry Standard Architecture)



1984 yılında geliştirilmiş bir bus veri yoludur.
16 adet veri aktarım bitine sahip bu veri yolunun sadece ilk bölümü kullanıldığında 8 bit olarak çalışabilmektedir. Teorik olarak saniyede 8 Megabit transfer yapabilmektedir. Pratikteyse en fazla 1 ya da 2 Megabit hızında çalışabilmektedir. İlk tak-çalıştır(plug-play) standardı 1993 yılında ISA slot üzerinde çalışan kartlar için geliştirilmiştir. Bu veri yolu her seferde 16 bit veri transfer edebildiği için sistemde beklemeye neden olmaktadır.


1.3.2.2. PCI (Peripheral Component Interconnect)



PCI günümüz masaüstü bilgisayarlarında kullanılan en yüksek performansa sahip yol sistemidir. PCI veri yollarının hızı 20 ile 33 MHZ arasındadır. PCI veri yolu şu an günümüz PC'lerin hepsinde bulunmaktadır. Bunun dışında ayrıca Power PC tabanlı bilgisayarlarda kullanılmaktadır. PC’ler 32 bitlik ve 64 bitlik versiyonları ile piyasada bulunmaktadır. Ana kartınızda PCI yuvaları beyaz renktedir. PCI slotları LAN, SCSI, USB ve diğer kartları desteklemektedir. PCI veri yolu tak çalışır desteklidir.


1.3.2.3. PCI Express

PCI Express PCI veri yolunda kullanılan paralel veri iletimi mimarisinin yerine seri çalışan ve noktadan noktaya iletişim mimarisini kullanan bir teknoloji getiriyor. İki PCIe aygıtı bir linkle bağlanıyor ve her bir link, bir ve birden fazla yollar meydana getiriyor. Meydana gelen her yol da iki adet düşük-voltaj değerine sahip oluyor. Bu voltaj diferansiyeli de karşıt yönlerde saniyede 2.5Gb veri taşıyabilen bir sinyal çiftini oluşturuyor. Çiftlerden biri gönderme (transmitting) işini yaparken, diğeri de alma (receiving) işini yapıyor.














RESİMİ DAHA NET VE DÜZGÜN GÖRMEK İÇİN RESME TIKLAYINIZ


1.3.2.4. AGP (Accelerated Graphics Port)

Hızlandırılmış grafik port‘u anlamına gelen AGP, ekran kartları için kullanılan yeni bir veri yoludur. AGP veri yolları Pentium II ve üstünü destekleyen ana kartlarda bulunmaktadır. PCI veri yolu ile aralarındaki temel fark: AGP‘ler 128 KB’a varan büyük grafik dokularını (texture) ekran kartı belleğinin dışında, sistem belleğinden de yararlanarak işler. Bu sayede performansta artış sağlanır. AGP veri yolunun performansta bu şekilde bir artış sağlamasına “Doğrudan Bellek Kullanımı” DIME (Direct Memory Execute) denir. Ancak her AGP kartı bu özelliği kullanamaz. Bunun için bilgisayarda USB (Universal Serial Bus)’nin yüklenmiş olması gerekmektedir; çünkü veri aktarımı bu mantık çerçevesine yakın gelişmektedir.

1.3.3. Portlar ve Konnektörler

Ana kartın dış birimlerle bağlantı kurduğu özel yapılardır. Bağlantı kurulacak birim ile iletişim kurmaya uygun fiziksel yapıdadır. Portların bir kısmı kasanın içindedir ve bu portlara hard disk gibi kasa içine monte edilen birimler bağlanır.Bazı portlarda kasa yüzeyinde ana karta monteli şekilde bulunur.Bu portlara kasa dışından ulaşılır ve mikrofon gibi kasa dışında bulunması gereken cihazlar bağlanır.Bazı portların ana kartın yüzeninde olmasına rağmen istenirse bir uzatma kablosu ile kasa üzerinde ayrılmış özel bölümlere taşınabilir. Örneğin ek USB portları özel USB uzatma kabloları ile kasa yüzenine taşınabilir.



RESİMİ DAHA NET VE DÜZGÜN GÖRMEK İÇİN RESME TIKLAYINIZ






1. PS/2 Fare Portu: Yeşil renkte olan bu port, PS/2 fareler içindir.

2. Paralel Port: 25-pin’li port konnektörlere yazıcı, scanner ve diğer aygıtların takılabilir.

3. LAN (RJ-45) Port: Yerel alan ağlarında ağa bağlanmak için kullanılır.

4. Ses Girişi: Açık mavi renkte olan bu porta teyp, CD, DVD çalar ya da diğer ses
kaynakları bağlanabilir.

5. Ses Çıkışı: Açık yeşil renkte olan bu porta kulaklık, hoparlör takılabilir.

6. Mikrofon Girişi: Pembe renkte olan bu porta mikrofon takılabilir.


7 ve 8. USB Port: USB cihazlar yeni yeni yaygınlaşmaktadır. USB portlara neredeyse her
tür harici cihaz bağlanabilir. Özelliği, seri ve paralel portlara göre çok daha hızlı olması ve
USB aygıtlar üzerindeki yeni USB portları aracılığı ile uç uca çok sayıda cihazın zincirleme
bağlanabilmesidir.


9. VGA Port: 15-pin’li VGA porta monitör bağlanır.

10. Seri Port:Bu 9-pin’li COM porta seri aygıtlar bağlanabilir.

11. PS/2 Klavye Portu: Mor renkte olan bu porta klavye bağlanır.


1.Floppy Bağlantısı: Disket sürücüsünün ana karta bağlanması için kullanılır.
Bağlantı yapılırken Floppy kablosunun üzerindeki kırmızı işaretin ana kart üzerindeki bağlantı noktasındaki PIN 1 üzerine gelmesine dikkat edilir.



2.IDE Bağlantısı: Hard disk ve CD sürücülerinin ana karta bağlanması için kullanılır. Bağlantı yapılırken IDE kablosunun üzerindeki kırmızı işaretin ana kart üzerindeki bağlantı noktasındaki PIN 1 üzerine gelmesine dikkat edilir.Bir IDE portuna birden fazla cihaz bağlanacaksa MASTER ve SLAVE cihazlar jumper ayarları ile belirlenmelidir.

3.SATA Konnektörleri: Serial ATA (SATA) birimi ise son zamanlarda hızla yaygınlaşmaktadır. SATA saniyede 150 MB veri akışını desteklemektedir. SATA kabloları çok daha incedir. SATA ara birimini destekleyen bir sabit disk seçilirken, seçilen ana karta da dikkat edilmelidir. Çünkü standart IDE bağlantı noktalarına bağlamak mümkün değildir.


4. Fan Konnektörleri: Soğutucu fanların kablosunun takıldığı konnektörlerdir.
12V’ta 350mA~740mA ya da 1A~2.22A(26.64W)’de çalışmaktadır. Fan kablosunu takmayı unutmamalısınız. Aksi takdirde sistem içinde yetersiz hava akışından dolayı anakart zarar görebilir. CPU fan mikroişlemci için tasarlanmış ve devir kontrolü de bulunan bir türüdür. Kasa üzerindeki diğer fanlar içinde konnektörler bulunur.

5. Dijital Audio Konnektör: Bu konnektörler, dijital seslerin çıkışı için kullanılır.

5. Dijital Audio Konnektör: Bu konnektörler, dijital seslerin çıkışı için kullanılır.

7. USB Konnektörler: Çeşitli çevre birimlerinin anakarta bağlanmasını sağlayan portlardır. Yazıcı, video kamere vb. birçok cihaz bu portlarıkullanır. Bir ana kartın üzerinde ve yanında USB port bulunabilir.Yan tarafta bulunan USB portlara kasanın arka kısmından ulaşılabilir.

8. Sistem Panel Konnektörleri: Ana kartın kullanıcılar tarafından kontrol edilmesini veya sistemin çalışma durumunun ledler ile bildirilmesini sağlayan paneldir.


*Sistem Güç LED’i (Yeşil 3-pin PLED): Sisteme elektrik geldiğinde bu
LED’in yandığı görülür.


* Sabit Disk Aktivite LED’i (Kırmızı 2-pin IDE-LED): Sabit diske veri yazarken ya da veri okurken IDE-LED yanar.

* PC Hoparlörü (Turuncu 4-pin SPEAKER): Hoparlör sistem seslerini ve uyarılarını duymayı sağlar.

* Güç/Uyku Düğmesi: Bu konnektör, sistem güç düğmesi içindir. Güç düğmesine bastığınızda BIOS ayarlarına bağlı olarak sistem ya kapanacak ya da uyku moduna girecektir. Sistem açıkken güç düğmesine 4 sn’den fazla bastığınızda sistem kapanacaktır.

*Yeniden Başlat Düğmesi (Mavi 2-pin RESET): Sistemi kapatmadan yeniden başlatmayı sağlar.


9. İşlemci Soketi: Ana kart üzerinde işlemciyi takmak için bir soket veya slot bulunur. Soket, yassı dikdörtgen şeklindeki işlemciler için iki düzlem üzerine (enine ve boyuna) uzanan iğnelerin oturduğu yuvaya verilen addır.

10. Bellek Yuvaları: Sistem belleklerinin takıldığı yerlerdir.

11. Bios ve Bios Pili: Bios’da ana kartta sistem açılışında gerekli olan bilgiler ve sistemin neleri desteklediği ile ilgili bilgiler mevcuttur. Bios Pili ise ana kart üzerinde elektrik akımı olmadığı durumlarda bazı önemli bilgilerin tutulması amacıyla kullanılan çok küçük bir güce sahip pildir.



1.4. Anakart Chipsetleri

Chipseti (yonga seti) ana kartın beynini oluşturan entegre devrelerdir. Bunlar işlemci, ön bellek, sistem veri yolları, çevre birimleri, kısacası PC içindeki her şey arasındaki veri akışını denetler. Veri akışı, PC'nin pekçok parçasının işlemesi ve performansı açısından çok önemli olduğundan yonga seti de PC’nizin kalitesi, özellikleri ve hızı üzerinde en önemli etkiye sahip birkaç bileşenden biridir. Kuzey köprüsü ve güney köprüsü olmak üzere iki chipten oluşan chipsetler, mimari olarak önemli farklılıklar gösterir. Kuzey köprüsü denilen chip, CPU ve bellekle iletişim kurarken, AGP üzerinden de ekran kartıyla haberleşir. Güney köprüsü ise, temelde I/O (Input/Output-Giriş/Çıkış) bileşenlerinden sorumludur. Kuzey köprüsü ve güney köprüsü arasındaki veri aktarımı büyük önem taşır. Çünkü burada oluşacak bir darboğaz performansı önemli ölçüde düşürür. Aşağıda Mayıs 2006 itibariyle ana kartlarda kullanılan bazı chipsetler ve genel özellikleri yer almaktadır.



1.5. Ana Kart BIOS’ları

BIOS kelimesi bir kısaltma, uzun hali ise Basic Input/Output System, yani Temel Giriş/Çıkış Sistemi. Temelde BIOS bir program, ama bilgisayarımıza yükleyip çalıştırdığımız diğer programlardan yerleştiği yer ve işlevleri açısından farklı. Öncelikle BIOS sisteminizin ayrılmaz bir parçası sisteminizi kapatsanız da diskinizi formatlasanız da BIOS yerli yerinde duruyor. Bunun nedeni de BIOS’un diskte değil; ana kart üzerine monte edilmiş, salt okunabilir bir ROM bellek yongasında kayıtlı olması. Sadece okunabilir desek de, BIOS’un kayıtlı olduğu yongaya yeni bir BIOS yüklemek mümkün. Ama bu konudan daha sonra bahsedeceğiz. BIOS yazılımı, diğer yazılımlarınızın aksine dilerseniz vazgeçebileceğiniz bir opsiyon değil; sistem çalıştığı anda çalışmaya başlayan sistemin temel bir yapı taşı. Dahası, BIOS tam olarak sisteminize göre ayarlanmış bir yazılı. Bu nedenle de her ana kartın BIOS’u kendine özel. En yeni, en modern PC’lerdeki BIOS’lar bile aslında çok eski yazılımlardır. BIOS’un çekirdek fonksiyonları 1981’de çıkmış olan IBM PC’ye dayanmaktadır ve sisteminiz ne kadar yeni olursa olsun, bu fonksiyonlar halen değişmemiştir. BIOS’un büyük kısmı, sisteminizi ilk açtığınızda çalışır ve görevini tamamlar ve işletim sisteminiz görevi devraldığında BIOS sessizce kenara çekilir. Buna rağmen görevi bitmiş sayılmaz; çünkü sistemin çok derinlerindeki kimi işlevler ve enerji tasarruf fonksiyonları hâla BIOS’un sorumluluğundadır. Sisteminizde bir sorun çıkmadığında ya da yeni taktığınız bir donanım başka bir donanım ile çakışmadıkça BIOS’un arka planda çalıştığını fark etmezsiniz bile.

1.5.1. Bios Çeşitleri

Farklı markaların ürettikleri BIOS’lar vardır. Bunlar AWARD, AMI ve Phoenix
BIOS’ tur. Phoenix BIOS ile AWARD BIOS birleşerek bazı ana kartlarda ikisinin ortak ürünü olan BIOS’lardan kullanılmaya başlanmıştır.



1.5.2. Bios Güncellemeleri

Zaman zaman ana kart üreticileri yeni BIOS sürümleri çıkarırlar. Güncellenmiş bir BIOS sahip olduğunuz donanımları daha verimli çalıştırabilir:Hatta Hız aşırtma (overclock) özellikleri gibi yeni işlevler kazandırabilir. Alfa veya beta (deneme sürümleri) dışında yeni çıkan bios sürümlerini kullanmak yararlı olacaktır.

Disketle Güncelleme:

Normalde BIOS güncellemesi indirdiğinizde genellikle içinde pek çok dosya olan bir ZIP dosyası gelir. Dosyalardan biri BIOS'un güncel yazılımını içerir. Bu dosyanın adı genellikle "W7176IMS.110" veya "AN8D1007.BIN" gibi olur. Ayrıca sıkıştırılmış dosyanın içinde kurulum yönergelerini içeren bazı yazı belgeleri de bulabilirsiniz.


1.6. Anakart Boyutları (Form Factors)

Ana kartların üretimi sırasında uyulması gereken standartlar belirlenmiştir. Bu standartlara ana kartın boyutundan vida yerleşimine, hatta slot ve soketlerin yerleşim yerine ve boyutlarına kadar her şeyi tanımlamıştır(Motherboard Form Factors).Anakart üreticileri, bu standartlara uyarak üretim yapmaktadırlar. Böylece ana kartların kasalara yerleşiminde ve ek donanım birimlerinin takılmasında sorun yaşanmamaktadır.Ana kartlar şu form satandarlarına göre üretilmektedir:

* ATX
* MicroATX
* FlexATX
* BTX


1.7. Ana Kart Çeşitleri

Ana kartlar günümüzdeki şekillerini almadan önce bazı gelişim aşamaları geçirmiştir. Eski ana kartlar yapı, ebat güç ve çevre birimlerinin bağlanış şekli ile günümüz ana kartlarından çok farklıdır.


1.7.1. XT Ana Kartlar

İlk kişisel bilgisayarlarda kullanılan ana kartlardır. 8086 veya 8088 mikroişlemcileri üzerinde sabit olarak taşıyan bu ana kartın ek donanım birimi sadece 8 bit olmalıdır.


1.7.2. AT Ana Kartlar

XT anakartlardan sonra günümüzde kullanılan ATX anakartlara benzeyen ama sadece 5 ve 12

volt güç alananakartlardır. PS/2 desteği yoktur. ISA, PCI ve AGP veri yolları ile

değiştirilebilirişlemci desteği sunar.


1.7.3. ATX Ana Kartlar

Kendinden önceki ana kart standartlarına göre daha fazla giriş/çıkış birimi sunar. Bellek yuvaları orta kısımda yer alır ve erişimi kolaydır. ATX ana kartları kullanmak için ATX kasalar gerekir. İşletim sisteminin özelliklerine göre güç yönetimi düzenlenebilir. Örneğin Windows işletim sistemi kapatıldığında bilgisayarın otomatik olarak kapatılması sağlanabilir.


2. KASALAR

2.1. Statik Elektriğin Zararı ve Topraklamanın Önemi

Yürürken ayağınızı yere sürttüğünüzde oluşan sürtünme enerjisi elektrik ile yüklenmemize yol açar. Durduğunuzda ayakkabılarınızın tabanı sizi yalıtır; ancak hâlâ bulunduğunuz ortamdan farklı bir voltaj potansiyeli taşıyorsunuzdur. Herkes mutlaka bir metale, başka kişiye vb. dokunduğunda bu elektrik geçişini hissetmiştir. Özellikle de plastik kaplama döşemelerde kalın kauçuk tabanlı ayakkabılarla dolaştıktan sonra. Bu elektromanyetik olayın elektronik bileşenler üzerinde çok tehlikeli sonuçları olabilir. Statik boşalma sırasındaki akım, çok yüksek olmasa da voltaj farkı anlık olarak onbinlerce volta çıkabilir.


2.2. Bilgisayar Kasaları


Kasa bilgisayar bileşenlerini bir arada tutan ve gerekli gücü sağlayan plastik ve metal bileşiminden oluşan kutudur. Kasa denilince akla tek renk sıradan bir kutu anlamı çıkmıyor. Günümüzde kasalar teknolojik ve estetik görünüm anlamında fazlaca gelişmişlerdir. İçi neon lamba ile aydınlatılmış kasalara rastlamak bugünlerde mümkün. Kasanın dış görünümü göz zevkiniz açısından önemli olabilir; ancak kasanın görünümüne verilen önemin soğutma ve yeterli güç sağlama konularına da verilmesi gerekir.

2.2.1 Kasa Çeşitleri

Kasalar, ilk olarak kasa biçimine göre sınıflandırılır. Tower kasa ve desktop kasa. Tower kasa, daha çok bilinen ve enine göre boyu daha uzun olan kasa türüdür. Tower kasalar dik olarak yerleştirilir. Desktop ise towera göre düz ve enine uzun olan bir kasa çeşididir. Destop kasalar, yatay olarak yerleştirilir. Destop tipli kasalar, daha çok terminal olarak çalışan bilgisayarlarda kullanılır. Tower kasaya desktop kasadan daha fazla sürücü takılabilir. Desktop kasa ise monitör üzerine koyulduğu için yerden kazanmanızı sağlar.


RESİMİ DAHA NET VE DÜZGÜN GÖRMEK İÇİN RESME TIKLAYINIZ
2.2.2. Kasa İçerisindeki Bağlantılar

Bir kasa içinde temel olarak iki tür bağlantı vardır. Bunlardan birinci grup bağlantı, güç kaynağından çıkar ve çeşitli birimlere çalışması için gerekli olan elektrik enerjisini taşır. İkinci grup bağlantı ise, bir birimden diğerine veri taşıyan kablolar ve Led bağlantılarıdır.

2.2.2.1. LED’lerin Bağlantıları

LED düşük bir elektrik enerjisi ile ışıma yapan elektronik bir elemandır. Elektronik devrelerde genel olarak sistemin açık ya da kapalı olduğunu bildirmekte kullanılır. Led ışıma yapıyorsa bağlı olduğu sistemin çalıştığı anlaşılır.


2.2.2.2. Ana Kart Güç Kablosu

Ana karta güç kaynağında iki adet güç kablosu gelir.



2.2.2.3. Hoparlör Kablosu

Ana kart üzerinde iki adet hoparlör bağlantısı vardır. Bunlardan ilki bios mesajlarını iletmek üzere kullanılan küçük bir hoparlördür. İkincisi ise ana kart üzerindeki ses kartına kasa üzerinden hoparlör bağlantısıdır.

2.2.2.4. Diğer Sürücüler İçin Güç Kabloları

Hard disk, CD-ROM ve Floppy Disk için güç kaynağından gelen bağlantılar vardır.


2.3. ATX Güç Kaynağı
Güç kaynağı, bilgisayar parçalarına elektriksel enerji sağlayan cihazdır. Bilgisayar
sistemlerinin gelişim sürecinde güç kaynakları da değişmiştir.İlk güç kaynakları yazılım ile kontrol edilemezken; günümüzde ATX serisi güç kaynakları( ATX, ATX12V+, PFC,EPS12V+ ,AMD ATX/GES) işletim sistemleri ile kontrol edilebilmektedir.

2.3.1. Yapısı

ATX güç kaynakları ile birlikte 20-Pin’de birleştirilen ana güç konnektörüyle +/-5V ve 12V yanında sağlanan 3.3V ile bu voltaja ihtiyaç duyan PCI genişleme kartlarına da destek verilmiştir. ATX Form-Factor'ünde 20pin’lik bu ana güç konektörünün ana kartın köşelerine ve işlemciye yakın bir yerde konumlandırılması tavsiye edilerek işlemciye olan güç girdisinin maksimum temiz olması amaçlanır.

26 Mart 2008 Çarşamba

POSTLAR

1.1. Klavye1.1.1. Klavye Nedir?

Üzerinde harf, rakam ve sembolleri içerentuş ları bulunduran ve bunlara basıldığında ekrandagörüntüleyerek, bilgisayara veri ve komut giriş inisağlayan birime “klavye (keyboard)” adı verilir.Klavye, bilgisayarla kullanı cı arası nda iletiş imkurmayı sağ layan önemli bir aygıttır. Her ne kadar dokunmatik ekranlar ve sesli kumanda sistemler yavaş yavaşbilgisayar dünyasına girmekteysede klavye vazgeçilmez bir donanımdır.



1.1.2. Klavyenin İç Yapısı ve Çalışma Prensibi

Klavye, üzerindeki tuşlar aracılığı ile kullanıcının bilgisayara sinyaller göndermesini sağlar. Klavyenin içerisinde, basit bir mikro işlemci ve tampon bellek bulunmaktadır. Bir tuşa basıldığında, tuşun bağlı olduğu elektronik devre harekete geçerek hangi tuşa basıldığını bilgisayara iletir. Bilgisayarda bu bilgiyi işler.



1.1.3. Standart Klavye Tuşlarının Görevleri



RESİMİ DAHA NET VE DÜZGÜN GÖRMEK İÇİN RESME TIKLAYINIZ









1. Esc tuş u (Esc=Escape):
O anda işletilmekte olan komutu veya aktif olan menüyü iptal eder.

2. Tab tuşu (Tab=Tabulate): Bir programda değişik konumlara atlamaya yada yazılmış kelimeyi veya “cursor” yani imleci genellikle 8 karakter sağa atmaya yarar.

3. Caps lock tuşu (Caps=Capitals): Basıldığında devamlı büyük harfle yazı yazmayı sağlar. Bu tuşa basıldığında klavyenin sağüst köşesinde bulunan “Caps Lock” ışığı yanar.

4. Shift tuşu: Klavyenin sol ve sağında birer tane bulunur. Klavyeden geçici olarak büyük ve küçük harf yazmada kullanılır. Ayrıca üzerinde iki ayrı karakter bulunan tuşlardan, sol üst kısımdakileri yazdırır.

5. Ctrl tuşu (Ctrl=Control):
Diğer tuşlarla birlikte kullanılır ve kullanılan program tarafından belirlenen işlevleri yerine getirir. Genellikle “kısayol” tuş birleşiminde kullanılır.

6. Windows tuşu:
Windows işletim sistemine ait “Başlat” menüsünü açar. Sağda ve solda olmak üzere iki tanedir.

7. a) Alt tuşu (Alt=Alter):
Komutların çalıştırılmasında diğer tuş birleşimi ile birliktekullanılır. Genellikle kısayol amaçlı kullanılır.
b) Alt Gr tuşu (Gr=Group):
Tuşların sağ alt köşesinde bulunan karakterleri yazdırmak için kullanılır.

8. Space Bar tuşu (En altta uzun simgesiz tuş ):
Yazı yazarken tek karakter boşluk vermek için kullanılır.

9. Sağtuşmenüsü:
Farenin sağtuşuna basıldığında ekrana gelen menüye bu tuşyardımıyla da ulaşabiliriz.

10. Enter tuşu:
Yazı yazarken paragraf başı yapmak için ve programlarda bir komutu çalıştırmak amaçlı kullanılır.

11. Yöntuşları :
İmlecin sola, sağa, aşağı ve yukarı doğru hareketlerini yön tuşları ile sağlarız.

12. Rakam ve işlem tuşları :
“Num Lock” tuşu aktifken burada bulunan rakam ve işlem tuşları kullanılır.

13. Num Lock tuşu:
“Rakam ve iş lem tuşları”nı kullanmak için “Num Lock” tuşunun aktif edilmesi gerekir. Num Lock tuşu aktif edildiği zaman klavyenin sağüst köşesindeki ledlerden sol baştaki yanar.

14. Tuş aktivasyonledleri:
Num Lock, Caps Lock ve Scroll Lock tuşlarının aktif olup olmadıkları burada bulunan ledlerin yanıp yanmadıklarından anlaşılır.

15. a) Print screen tuşu:
Ekranda bulunan görüntüyü hafızaya alır. Daha çok eğitim amaçlı kullanılır. (DOS modundayken ekranda ne varsa doğrudan yazıcıya basar.)

b) Scroll lock tuşu:
DOS işletim sisteminde imleci sabit tutarak yön tuşları işe ekranın aşağı ve yukarı kaymasını sağlar. Günümüzdeki iş letim sistemlerinde debazıprogramlarda aynıgörevi üstlenmektedir. “Scroll Lock” tuşu basılıyken klavyenin sağ üst tarafında “Scroll Lock” ışığı yanar.

c) Pause tuşu:
Daha çok DOS ekranındayken yapılan işlemlerin bir tuşa basılıncaya kadar durdurulmasını sağlar.

16. Backspace tuşu: Genellikle imlecin solundaki karakterleri silme işlevini görür.

17. Fonksiyon tuş ları : Bu tuşlar her programlama dilinde ve işletim sisteminde farklı görevler almıştır. F1’den F12’ye kadardır. Örneğin; F1 tuşu işletim sistemlerinde ve programlarda yardım dosyalarının açılması amacı ile kullanılır.

1.1.4. Klavye Çeşitleri Klavyeleri tuşların sıralanışına göre 2’ye ayırabiliriz:

a) F klavye: Bilgisayarda F klavye kullanı mı Türkçe doküman yazanlar için çokuygundur diyebiliriz. Çünkü F klavyede harfler Türkçe yazım diline uygun olarak sıralandırılmıştır. Türkçe bir kelimeyi oluşturan harflere parmakların daha kolay ulaş masımantığıyla kullanılır. Daktiloya çok benzerdir. Bu nedenle daktiloyu 10 parmak kullanabilen insanlar kolayca ve hızlı şekilde F klavye kullanabilmektedirler

b) Q klavye: En çok kullanılan klavye modeli Q klavyedir. İngiliz diline göre düzenlenmiştir. Bir bilgisayar alırken eğer seçiminizi özel olarak belirtmezseniz, gelen klavye tipi genellikle Q klavye olur. Q klavyede kendi içerisinde İngilizce ve Türkçe olmak üzere ikiye ayrılır.

1. Kablolu klavyelerKablolu klavyeler kasa ile bağ lantı soketlerine göre;

1- AT soketli klavyeler

2- PS/2 soketli klavyeler

3- USB soketli klavyeler olmak üzere 3 gruba ayrılırlar.Günümüzde PS/2 bağlantılı klavyeler çoğunluktadır.2. Kablosuz klavyeler

2. Kablosuz klavyeler

Kablosuz klavyeler kasa ile haberleşmelerine göre 2’ye ayrılır;

1- Infrared (kızıl ötesi) klavyeler: Bu tür klavyelerde alıcı aygıt ile klavye, tıpkı televizyon kumandalarında olduğu gibi, direk olarak birbirlerini görmek zorundadırlar.

2- Radyo frekanslı klavyeler: Bu tür klavyelerde ise alıcı aygıt ile klavyenin birbirini görme zorunluluğu yoktur. Onlarca metre alan içerisinde birbirleri ile haberleşebilirler.

1.2. Fare

1.2.1. Fare Nedir?

Fare (mouse), klavyeden sonra bilgisayarda kullanılanen yaygın girdi aygıtıdır ve klavyeye nazaran daha basittir.Grafik arabirimi kullanılmaya başlandığından beri fare desteği programlar içine yerleştirilmeye başlanmıştır.Bilgisayar programlarnın çoğu, özellikle Windows işletim sistemi altında çalışan programlar fareye gereksinim duymaktadırlar ve farelerin yaygınlaşmasıda Windows 95işletim sistemi ile birlikte başlamıştır.

1.2.2. Farenin İç Yapısı ve Çalışma Prensibi

Klasik farelerde mekanik parça, farenin altında bir deliğin içerisinde bulunan ve farenin hareketine göre yuvarlanan bir toptur.Farenin içyapısı ve çalışma prensibi şöyledir;

1. Farenin altında bulunan top, iki adet silindire değer ve fare hareket ettiğinde bu silindirler dönerek uçlarına bağlı çarkları çevirir. Biri farenin yukarı - aşağı hareketini,diğeri ise sağa - sola hareketini sağlar. Bu çarkların iki yanında ışık yayıcılar (led) ve ışık algılayıcılar (detektör) bulunur.

2. Bu silindirlerin ucuna bağlı çarklar üzerinde delikler vardır. Bu delikler ışık yayıcı dediğimiz led’den çıkan ışığı bir keser bir açarlar.

3. Işık algılayıcı dediğimiz detektörler ise ledlerden gelen bu kesik kesik ışığı algılarlar. Işığın kesilip tekrar gelme hızına göre bu bilgiyi bilgisayarın işlemcisine (CPU)gönderirler.

4. İşlemci (CPU), kendisine gelen bu bilgiyi iş leyerek çarkın dönüş sayısını hesaplar.Buna göre de, yani çarkın dönüş sayısına göre de ekrandaki oku hareket ettirir. Topunyanındaki üçüncü bir silindir ise topu desteklemek içindir.

5. Farenin diğer elemanları ise butonlardır. Butonlara basıldığı zaman farenin içerisinde bulunan işlemci, buna ait bir veri satırı oluşturarak CPU’ya (mikroiş lemci)gönderir. CPU kendi içersinde bu komutu işler ve ilgili işlemi yürütür.Topun sağlıklı hareket etmesi için farenin altına "pad" denilen lastik bir yüzey konulur.

1.2.3. Fare Çeşitleri
Fareler bağlantı çeşitlerine göre 3’e ayrılırlar:

1. Seri soketli fareler

2. PS/2 soketli fareler

3. USB Soketli fareler

1. Standart Fareler: Altında bulunan top yardımı ile ekranda bulunan fare işaretçisini (mouse pointer) hareket ettiren klasik farelerdir. standart bir fareye aittir. Günümüzde en çok kullanı lan fareler, bu türfarelerdir.

2. Optik Fareler: KullanıcıLarın en çok kullandıkları fare türü olan standart fareler günümüzde yerlerini optik farelere bırakmaktadırlar. Standart fareden farklı olarak altında top bulunmayan, bu optik farelerin çalışma prensibi daha değişiktir.

Kablosuz fareler üç türe ayrılır:

a) Kızılötesi fareler:
Bu fareler, bilgisayar ile iletişiminde bir kızılötesi sistemkullanır. Sistem, bilgisayarın seri, PS/2 veya USB yuvasına takılır, fare ise sistemle kızılötesi

b) Radyo dalgalı fareler:
Kızılötesi farelerden farklı olarak bu fareler iletişim içinkızılötesi ışın yerine radyo sinyalleri kullanırlar. Kapsama alanları genelde onlarca metrecivarındadır. Kablosuz fareler bilgisayara takılı olan alıcı aygıtla iletişim kurmak için kendi içlerinde 2 adet pil bulundururlar.

c) Bluetooth fareler:
Bu fareler, kimi bilgisayarlar ile entegre gelen Bluetooth
kablosuz teknolojisini kullanarak iletişim kurarlar. İlk iki türe göre en büyük avantajları ,standart bir protokol kullandığı için her cihazla kullanılabilir olmalarıdır.


1.3. Kesintisiz Güç Kaynağı (UPS)

1.3.1. Kesintisiz Güç Kaynağı Nedir?

Kesintisiz güç kaynağı UPS adıyla bilinmektedir. UPS ifadesi, kesintisiz güç kaynağı anlamına gelen “Uninterruptible Power Supply” kelimelerinin baş harflerinin birleş mesinden meydana gelmiştir.
Kesintisiz güç kaynakları(KGK – UPS) elektriksel güç kaynağınız ile bilgisayar sisteminiz arasında bulunan ve bu sistemin dahilindeki bileşenler elektrik akımındaki anormalliklerden yada iniş çıkışlardan koruyan bir donanımdır. UPS’ler sadecebilgisayar sistemleri için değil düzenli ve kesintisiz elektriğe ihtiyaç duyan bütün sistemler için vazgeçilmez bir ihtiyaçtı
KGK’lar, bilgisayar sisteminizi besleyen akımın voltajdaki düşme yada bir elektrik kesintisi sonucu azalması yada tükenmesi halinde sisteme belli bir süre yedek güç sağlarlar.Bunun yanı sıra, elektrik akımında kısa süreli ve hafif ya da uzun süreli ve yüksek artışlar şeklinde gözlenen dalgalanmalar sırasında yine UPS’ler devreye girer ve bu dalgalanmaları sabitleyerek kendisine bağlı bilgisayar sistemine bu dalgalanmaları hissettirmez.Voltaj miktarları nı n, sistemin zarar görmesini engelleyecek şekilde düzenlenmesi işlemine “regülâsyon (regulation)” adı verilir. Regülâsyon ile voltaj düzeyi daha yukarı dayada daha aşağıda tutulabilir, böylece bilgisayar ekipmanınızın ömrünün uzatılması mümkündür.

UPS'de gücün sürekliliğ ini sağlamak için aküler kullanılmaktadır. Elektrik kesildiğinde bilgisayar, kendisi için gerekli olan enerjiyi aküden sağlar ve çalışmasına devam eder. Akü ömrü 1 ile 5 yıl arası olup bu süre kullanıcıya, ortam ve çalışmaş artlarına bağlıdır.

Elektriğin kesildiği an ile UPS’den sisteme enerjinin verildiği an arasında geçen süreye “transfer süresi” denir. Transfer süresi ne kadar düşükse o kadar iyidir. Transfer süresi, UPS çeşidine göre 0 ms ile 20 ms arasında değişmektedir. Transfer süresinin en fazla4 ms olması beklenir.

1.3.2. Kesintisiz Güç Kaynaklarının İç Yapısı ve Çalışma Prensibi

Kesintisiz güç kaynakları (UPS),şebekeden gelen AC gerilimi önce doğrultucu ile DCgerilime dönüş türür. Doğrultucu hem çeviriciye gerekli olan enerjiyi sağlar, hem de akü için gerekli olan DC gerilimi sağlamış olur. Bu DC gerilim, akünün şarj edilmesi için kullanılır.Akü ancak DC gerilimle şarj edilebilir.

Doğrultucudan çıkan DC gerilim bu şekliyle bilgisayarımızın işine yaramaz. Çünkü bilgisayarlar AC gerilimle çalışırlar. İşte burada devreye “çevirici” girer. Eviricinin görevi,Doğrultucudan sağlanan DC gerilimden, istenen standart efektif değerde ve frekansta, AC gerilim üretmektir.

UPS’lerin bir kısmında, çevirici güç katında meydana gelen bir arıza durumunda kritik yüklerin beslemesiz kalmaması için konulmuş“bypass anahtarı ” olarak adlandırılan bir yapıda mevcuttur. Evirici katında oluş acak bir arıza durumunda gerilim kesintisiz olarak bypass kaynağına transfer edilir. Bypass anahtarı ile UPS, kendisine bağlı sisteme genellikle şebeke gerilimini doğrudan iletir. Bypass anahtarıdaha çok online UPS’lerde kullanılır.Online UPS’ler bir sonraki konuda anlatılacaktır.

Şebeke geriliminin kesilmesi veya sınır değerlerinin dışına çıkması durumunda doğrultucu çalışmasını durdurur. Evirici böyle bir durumda doğrultucu ile şarj edilmiş olan aküden çektiği DC gerilimi, yine AC gerilime çevirerek bilgisayar sistemini belli bir süredaha kesintisiz olarak istenen değerde beslemeye devam eder. Bu süreye “destek süresi(runtime)” adı verilir.

Destek süresi, bilgisayarın çekeceği yükün miktarına, UPS'in kapasitesine ve akümiktarına göre değişir. Tam yükle çalışan ortalama bir masaüstü sistemi için 5 ilâ 15dakikalık bir destek süresi yeterlidir.

UPS içerisinde bulunan kontrol elektroniği ünitesi; şebeke, doğrultucu, akü ve eviriciyi sürekli olarak denetleyerek bu birimlerin uyum içinde çalışmasını sağlar Kesintisiz Güç Kaynakları Çeşitleri Kesintisiz güç kaynakları üç değişik topolojiye sahiptir.

1. Standby (Off-Line) UPS’ler

2. Line - Interactive UPS’ler

3. Online UPS’ler

1.3.3.1. Standby (Off - line) UPS’ler

Elektrikler kesik olduğu sürece aktif olan, elektrikler varken de temel yüksek voltaj korumasının haricinde voltaj dalgalanmalarında herhangi bir ayarlama ya da düzenlemeyapmadan, elektrik prizinin takılı olduğu duvardan çıkan elektrik akımının direkt olarakPC’ye ve çevre birimlerine ulaş ması na izin veren pasif sistemlerdir.Standby UPS’lerin devreye girmesi için elektrik hattında bir güç kesintisi meydana gelmelidir. Elektrikler kesilmediği sürece bu UPS’ler kendi içlerinde bir enerji dönüşümü yapmazlar. Elektrikler var olduğu sürece aktif duruma geçmediği için kendisine “off - lineUPS” de denmektedir.

1.3.3.2. Line - Interactive UPS’ler

Line - interactive sistemler, ş ebeke gerilimi kabul edilebilir aralı kta iken standbyUPS’lerde olduğ u gibi offline modunda çalı ş ması nı sürdürür. Offline sistemlerden farklıolarak gerilimdeki dalgalanmaları engellemek için kontrol mekanizması na sahiptirler. Yanielektrik varken oluş abilecek voltaj dalgalanmaları standby UPS’lerde kontrol edilemezken(yüksek voltaj kontrolü hariç) line interactive sistemlerde bu dengesizlikler “regülâsyon”işlemine tabi tutulurlar.

2. BIOS2.1. BIOS Nedir?

BIOS terimi; “Basic Input / Output System” (Temel Giriş/ Çıkış Sistemi)kelimelerinin baş harflerinin birleşmesiyle meydana gelmiştir. BIOS, bilgisayar ilk açıldığı anda çalışmaya başlayan küçük bir yazılımdır.

BIOS yazılımı , anakart üzerinde sabit olarak bulunan ROM (Read Only Memory -Sadece Okunabilir Bellek) adını verdiğimiz bir chip (yonga) içindedir.Günümüz anakartların çoğu şimdilerde kullanıcılar tarafından kolayca güncellenebilen, Flash BIOS olarak da bilinen EEPROM ( Electrically ErasableProgrammable Read Only Memory - Elektrikle Silinebilir Programlanabilir Sadece Okunabilir Hafıza) adlıROM bellek kullanmaktadırlar (Daha önceki BIOS'ların çipleri güncellenebilmek için anakarttan fiziksel olarak çıkartılır ve daha yenisi ile değiştirilirdi).

2.1.1. BIOS Ne İ ş e Yarar?

Bilgisayarı ilk açtığımızda çalıştırılan ilk program BIOS’tur. İlk olarak bilgisayarın donanımını tarar ve test eder. Bu işlem Power On Self Test ( İlk açılışta kendini sınama)veya POST olarak adlandırılır. Bu test sırasında BIOS, herhangi bir sorunla karşılaştığı zaman bunu kullanıcıya yazılı veya sesli hata mesajı olarak bildirir. Daha sonra BIOS, işletim sistemini yükler.

POST;

güç kaynağının normal işlevlerini, anakartı , işlemciyi, giriş /çıkış denetleyicilerini, belleği,klavyeyi ve video bileşenlerini kontrol eden birçok test çalıştırır.Bilgisayar POST aşamasını tamamlarsa kısa tek bir bip yada iki kısa bip sesi çıkarır(BIOS üreticisine bağlı olarak ses sayısı değişebilir.

POST, problem tespit ederse, ön yükleme sürecini yarı da keser ve görüntüsel olarak ekrana yazılı ya da duyulabilir bir seri bip sesi ile hata mesajı verir.

BIOS’ta yapılabilecek ayarları şöyle sınıflandırabiliriz:

1. Anakart tarafından desteklenen özellikleri kapatmak/açmak ve bu özelliklerin değerlerini değiştirmek/gözlemlemek:

BIOS, bilgisayarın donanımı hakkında tüm bilgiye sahip olur ve bu donanımların birbirleri ile haberleşmeleri işlemini üstlenir. Örneğin seskartı , modem gibi parçaları üzerinde barındıran bir anakart aldığınızda, anakartınızın üzerine takılı olan aygıtların listesini işletim sisteminize BIOS verir. Anakart üzerinden desteklenen bir donanımı BIOS yazılımı içerisinde iptal ettiğimizde ise işletim sisteminiz bu aygıtı artık görmeyecektir. Örneğin, on -board olarak ses kartı taşıyan anakartın BIOS’una girerek ses özelliğini iptal ettiğimizde işletim sistemi artık bu ses kartını algılayamayacaktır.

2. Anakartın üzerine takılı olan donanımların çakışmaması ve düzgün çalışması için gereken parametreleri ve adresleri tayin etmek:

BIOS, anakart üzerine takılı olan donanımların “çalışma adreslerini” işletim sistemine bildirerek onların doğru düzgün çalışmasına olanak tanır. Normal şartlarda BIOS, aygıtların “çalışma adreslerinin”belirlenmesini işletim sistemine yaptırır. Fakat kalabalık ek donanıma sahip bir sistemde,bazı donanımların “çalışma adresleri”, işletim sistemi tarafından aynı atandığında, çakışma dediğimiz olay ortaya çıkar. Çoğu zaman, aynı “çalışma adresine” sahip donanımlar kendi aralarında bu yeri paylaşarak sorun çıkartmazken, bazı durumlarda aynı çalışma adresine ait donanımlar bu adresi paylaşmak istemezler. Böyle bir durumda iki donanım da çalışmaz.Ama BIOS’a girip, aygıtların kullanması gerektiği çalışma adreslerini (IRQ, DMA vs.) kendimiz belirlediğimizde her iki donanım da çalışmasına devam eder.

3. Anakartın, sistem açılışında (BOOT) ilk olarak kullanacağı aygıtı (CD ROM,Floppy, Hard disk) BIOS belirler:

BIOS, ilk açılış işlemlerini tamamladıktan sonra bilgisayarın bir işletim sistemi ile açılması için işlem sırasını içerisinde işletim sistemi bulunduran bir aygıta bırakması gerekir. Burada bilgisayar, Disket sürücü, CD ROM veya hard disk gibi disk ortamlarından herhangi birisi ile açılmak istenebilir. Burada bilgisayarın hangi aygıtta bulunan işletim sistemi ile açılacağı önceliğini, yine BIOS içerisinde yapılmış olan açılış (BOOT) ayarları belirler.

2.1.2. POST Nasıl Çalışır?

1. Bilgisayarınızı açtığınızda elektrik akımıCPU (Central Process Unit – Merkeziİşlem Birimi) ünitesine gider ve orada bilgisayarın önceki kullanımından kalmış bilgileri siler.

2. CPU (Mikro işlemci), elektrik akımı tarafından uyarıldığında ROM’da yer alan BIOS yazılımını RAM (Random Access Memory - Rastgele Erişimli Bellek)’e yükleyerek aktif hale getirir. BIOS programı ; kendi içindeki kayıtlı bilgilerden, önce kendini ve POST programını kontrol eder, daha sonra System Bus (Bilgisayarın donanımlarını birbirine bağlayan devreler)’a sinyal göndererek devrelerinin görevlerini yapıp yapmadığını kontrol eder.

3. POST testi, bundan sonra bilgisayarın ekran görünümünü kontrol eden video sinyallerini ve ekran kartının hafızasını test eder. İşte bu andan itibaren ekranımız görüntü vermeye başlar.

4. POST, çalışmasına devam eder ve RAM belleklerin gereği gibi vazife görüp görmediğini belirlemek üzere bir dizi testler yapar. Bütün belleklere sırası ile bazı bilgiler kaydederek daha sonra bu bilgileri okur ve yazılan ile okunanı karşılaştırır. Bazı bilgisayarlarda, bu aşamada ekranda hafıza kapasitesini gösteren rakamların sayıldığını görebilirsiniz.

3.2. Yazılı Hata Mesajları

3.2.1. Yazılı Hata Mesajı Nedir?

Yazılı hata mesajları , genel olarak açıklayıcı , birkaç kelimelik anlaşılabilir nitelikte ve sesli hata mesajlarına göre daha az sıkıntı oluşturacak hata mesajlarıdır. Oluşan hata bilgisayarın açılışına ve çalışmasına engel olacak bir durum teşkil etmiyor ise belirtilen birtuş ile(genellikle F1 tuşu ile) açılışın devam etmesi sağlanır.Bu mesajlar anakarta, BIOS’a, takılı olan donanıma, “chipset”e göre değişiklik gösterebilirler. Burada belli başlı olan hata mesajları ve tanımları gösterilecektir.

3.2.2. Yazı lı Hata Mesajları Nelerdir?

1. BIOS ROM checksum error - System halted (BIOS ROM kontrol hatası -Sistem durduruldu):

BIOS yongasındaki bir hatayı gösterir. Çipte fiziksel hata veya BIOS yazılımında bozukluk olabilir. Sisteminizi yeni bir BIOS ile update (güncellemek) edin,sorun devam ediyorsa yeni bir BIOS yongası edinmeniz gerekir.

2. CMOS battery failed (CMOS pili hatası ):

BIOS piliniz bitmiş veya bitmek üzere demektir . Pilin türünü belirleyip en yakın saatçiden yenisini alabilirsiniz.

3. CMOS checksum error - Defaults loaded (CMOS kontrol hatası - Varsayılanayarlar yüklendi):

Herhangi bir nedenden dolayı BIOS ayarlarınızda bozukluk oluşmuştur.(muhtemelen bitmek üzere olan BIOS pili yüzünden). Varsayılan ayarlar yüklenerek sisteminizin zarar görmesi engellenmiştir.

4. Floppy disk(s) fail (Disket sürücü hatası ):

Sisteminize takılı bulunan disketsürücü(ler) ile BIOS’taki disket sürücü ayarları birbirini tutmuyor. Disket sürücünüzün bağlantılarını kontrol edin, BIOS’taki ayarlar yanlışsa düzeltin. Sorun devam ediyorsa disket sürücünüzde muhtemel bir fiziksel arıza var demektir.

5. Keyboard error or no keyboard present (Klavye hatası veya mevcut klavye yok):

Belki de en çok karşılaşılan POST mesajıdır. Bu mesaj genellikle “Press F1 tocontinue. Devam etmek için F1 tuşuna basınız.” diye devam eder. Olmayan klavyenin F1 tuşuna basamayacağınızdan dolayı yeni bir klavye takarak işleme devam edebilirsiniz.

6. Memory test fail (Hafıza testi hatası ):

POST mesajlarının belki de en cansıkıcısı .BIOS’taki bellek ayarlarınızda olabilecek bir problemden kaynaklanabildiği gibi, bellek modüllerinizdeki kısmi (kısmi=belli bir bölümündeki) arıza nedeniyle de ortaya çıkabilir.Ayarlarınızdan eminseniz, başka bir bellek ile sisteminizi tekrar açmayı deneyin.

7. Hard Disk(s) Fail (Sabit disk hatası ):

Sisteminizde mevcut disk(ler)le BIOS’ta beliriltilmiş disk ayarları birbirini tutmuyor demektir. BIOS’tan disk ayarlarını otomatiğe getirin, master/slave ayarlarını kontrol edin. Sorun devam ediyorsa disk sürücünüzde fiziksel bir bozukluk kuvvetle muhtemeldir.

8. Disk boot failure, insert system disk and press enter (Disk baş latma baş arı sı z,Sistem diskini yerleş tirin ve “Enter” tuşuna basın):

Sistem açılışı yapmak için işletim sistemini bulamıyor. İşletim sistemi silinmiş olabilir, hard disk (sabit disk) bağlantısında sorun olabilir, BIOS’tan hard disk tanımlanmamı şolabilir, hard disk bozuk olabilir, harddiskinizin sistem dosyaları silinmiş olabilir.

9. Non system disk or disk error. Replace and press any key to continue (whenready) (Sistem disketi değil veya disk bozuk. Yeniden yerleştir ve devam etmek için bir tuşa basın

10. Primary/Secondary Master/Slave Failed (Hard disk tanıtım hatası ):

Dahaönceden bilgisayara takılı olup daha sonra çıkarılan ve BIOS’tan kaldırılmayan hard diskler söz konusu olunca böyle yapar.

11. Cache Memory bad, or not enabled cache (Önbellek hatalı veya aktif değil):

Cache bellek bozulmuş olabilir. Ya da cache bellek anakart ile uyumsuz olabilir.

12. DMA Error (Direct Memory Access hatası ):

Doğrudan Erişimli Bellek devrelerinde sorun var. Anakartı değiştirmek gerekebilir.

13. Controller Failure, Harddisk Failure veya HDC Failure:

HDC, Hard DiskController(Sabit disk kontrolcüsü) ifadesinin kısaltmasıdır. Bu hata mesajı normalde arızalı bir sabit disk anlamına gelir. Ancak hata, arızalı bir sabit disk kontrolö veya daha da kötüsü (ancak seyrek karşılaşılan bir durumdur) arızalı bir anakart anlamına da gelebilir.Böyle bir durumda bilgisayarınızı tekrar kapatın ve açın. Eğer aynı hata mesajı bir kez daha ekrana geliyorsa, sorunun kaynağı biraz önce de söylendiği gibi kontrolör, sabit disk veya anakart olabilir.

3.3. Hata Mesajları nı n Bulunması

Bütün anakartların kullanıcı kitaplarında, hata mesajları ve bu hata mesajlarının anlamları yer almaktadır. Bilgisayarınızda herhangi bir hata mesajı ile karşılaştığınızda bilgisayarı kapatıp yeniden başlatın ve uyarı seslerini dikkatli bir şekilde dinleyin.Farklı bip seslerinin anlamlarını anakarta ait kullanıcı kitabının sonundaki ektebulabilirsiniz. Uyarı sesleri, bu konuda herhangi bir standart bulunmadığı için bilgisayarda kullanı lan BIOS’un üreticisine bağlı olarak farklı anlamlara sahip olabilir.BIOS üreticinizin ismini bilmiyorsanız, anakartınıza ait kullanıcı kitabına bakmalısınız. Eğer bu kitapçıktada açıklayıcı bir bilgi bulamazsanız, ürünü satın aldığınız firmaya başvurabilirsiniz. Eğer firmada yardımcı olamazsa, son çare olarak kendiniz kontrol etmelisiniz. Bunun için;

1. Bilgisayarı kapatın ve kasasını açın.

2. Tüm anakart kitapçıklarında, anakart üzerindeki farklı elemanların yerlerini gösteren bir plan bulunur. Bu planda, üzerinde BIOS yazan bir bileşeni arayın.

3. Eğer BIOS’un yerini planda tespit ettiyseniz, anakart üzerinde arayın. Bu sırada BIOS’un görünmesini engelleyen ek kartlarıda sökmek zorunda kalabilirsiniz.

4. Bu parçada her zaman, üzerinde üreticinin isminin bulunduğu bir telif hakları yapışkanı bulunur. BIOS üreticisinin ismini buradan öğrenebilirsiniz.Bip seslerinin anlamlarını kitabın sonundaki ekte bulabilirsiniz. Hata mesajı bilgisayarın belirli bir donanım bileşenine karşılık gelecektir. Buna bağlı olarak kitaptan uygun bölüme göz atarak, karşılaştığınız sorunu çözmek için neler yapabileceğinizi öğrenebilirsiniz.Eğer yukarı da bahsedilen sorunlarla karşılaşmadıysanız, teknik servis yardımı olmadan hatayı tespit etmek için bir şansınız daha var. Hata tespiti için POST Code kartı kullanmalısınız. Bu tür bir kartın maliyeti daha fazla olacağı için normal bir kullanıcının böyle bir karta sahip olması çok zordur. Eğer çevrenizde POST Code kartına sahip birileri mevcutsa, bilgisayarınızdaki hatayı söz konusu kartı kullanarak tespit edebilmek için yardım isteyebilirsiniz. Ancak bu tür bir imkânınızda yoksa karşılaştığınız sorunu çözüme kavuşturmak için teknik servise girmekten başka çareniz kalmaz.

PORTLARI

1. BİLGİSAYAR PORTLARI

1.1.Giriş /Çıkış (I/O) Birimi ve Yapısı
Bilgisayarların Merkezi İşlem Biriminin Kontrol, Adres ve Veri yolları üzerinden Bellek, Geniş leme Birimi ve Çevre Cihazları ile iletişim şeması gösterilmiştir. Bilgisayarlarda bulunan I/O birimi yardımıyla işlemci çevre birimleriyle iletişim kurar. Çevre birimi klavye, monitör, seri veya paralel port olabileceği gibi hard disk CDROM veya DVDRAM vs. olabilir. Burada I/O birimi çevre birimleri ile işlemci arasındaki gelen ve giden bilgi trafiğini kontrol etmektedir. Adres yolu üzerinden istenen donanı mı n adresine gidilerek gönderilmek veya alınmak istenen veri data yolu üzerinden alınabilir. Kontrol yolu bilgi trafiğinin kontrolü için kullanılmaktadır. Örneğin eğ er bilginin iletiminde problem çıkarsa kontrol yolu üzerinden bu bilginin sağlıklı bir şekilde iletilmediği sinyali

resmi tıklayarak daha net sekilde görebilirsiniz

1.2.1. Paralel Port (DB25)
Paralel Port ilk olarak Apple bilgisayarlar için saniyede yaklaşık 150K’lık bilgi veren ve sadece çıkış için tasarlanmış arabirim kartı olarak üretilmiştir. Daha sonra IBM Intel, Xircomi Zenith, Microsoft ve Hewlett Packard firmaları paralel porta bugünkü ş eklini vererek PC bilgisayarlar için bu portu geliştirmişlerdir.
Paralel porttaki paralelin anlamı aynı anda birden fazla bitin alınıp gönderilmesi olarak ifade edilebilir. Yani bir cihazda paralel port varsa bu port vasıtasıyla 8 bitlik veri aynı anda gönderilip alınabilir.
1.2.2. Seri Port (RS232)
RS232 standartıyla özdeşlemiş olan seri port ile birim zamanda bilgilerin ardı ardına iletilmesiyle haberleşme gerçekleşir.Paralel portta 8 bitlik bilgi tek cevrimde gönderilirken Bu olayı şu şekilde düşünebilirsiniz. 8 kişilik arkadaş grubunuzla beraber bir futbol müsabakasına gidiyorsunuz.kapılardan içeri giriceksiniz yalnız sadece bir kapı (turnike) açık . Bu durumda diğer arkadaşlarınızla beraber arka arkaya kapıdan içeri gireceksiniz. Eğer 8 kapı birden açık olsaydı hepiniz aynı anda kapıdan içeri girebilirsiniz. Yanlız buradan sakın ola ki seri portun paralel porta göre yavaş olduğu fikri aklınıza gelmesin. Seri porttaki bir bilginin birim zamandaki bit iletim hızına bağlı olarak (boud rate ) seri portun hızı belli olur.
1.2.3. USB (universal Serial Bus) Portu
Üniversal seri port olarak da bilinen bu port dijital cihazlara hızlı bir şekilde veri transfer etmek için tasarlanmış bir protokol çerçevesinde, seri olarak bilgi transferi için üretilmiştir.Çoğu dijital kamera ve hafıza kartı okuyucuları bu port üzerinden bilgisayarlara bağlanmaktadır RS232 seri portlara göre hızlı fakat Firewire portuna göre yavaş olan USB partlarının 1.0,2.0 gibi versiyonları mevcuttur.RS232 portuna sadece 1 adet cihaz takılabılırken USB portuna 127 farklı cihaz takılabilr.Bu işlem USB portuna USB hub (çoklayıcı) takılarak yapılabilir.
1.2.4.Ps/2 portu
ps/2 portu fare ve klavye için 2 ader üretilmiş 6 pinli konektörden oluşan ,düşük hızlı bir seri porttur. 1984 yılında IBM tarafından tasarlanmıştır. Bu portun kullanımında genellikle klavye ve fare girişleri karıştılındığı için kullanıcı problemleri çıkmaktadır .
1.2.5 Monitör VGA Portu
pc bilgisayarlar için standart haline gelen VGA monitör portu vasıtasıyla bilgisayarda işlenen bilgilerin monitörlerde görüntülenmesi sağlamaktadır. Ekran kartı üzerinde veya anakart üzerinde bulunan porta monitör bağlanmaktadır.Uygun monitör görüntüsü için işletim sisteminde belirtilen ekran tazeleme oranı,çözünürlük ve tazelme frekansı ayarlaması monitörün görüntüsünü bozabilir.Uyarının devam etmesi sonucu bir arıza oluşmuş olabilir.
1.2.6.Ethernet portu RJ45
LAN (Local Area Network) lokal alanş ebeke yapı sı Xerox, DEC ve Intel firmaları nı n1976 yı lı nda ortak yaptı kları çalı ş ma sonucu bulunmuş tur. Ethernet bus veya yı ldı z topolojiolmak üzere kullanı labilen ve 10 Mbps bilgi transferini gerçekleş tirebilen bir yapı ya sahiptir.Günümüzde 10/100 Mbps Base Ethernet ve Gigabit Ethernet gibi versiyonlarıkullanı lmaktadır. Artık anakart üretici firmaları10/100 Mbit veya Gigabit Ethernet portmodüllerini anakart üzerinde tümleş ik olarak üretmektedirler. IEEE 802.3 standartı ndaüretilen Ethernet CSMA/CD eriş im metodunu kullanarak haberleş mesinigerçekleş tirmektedir. RJ45 konektörü vasıtasıyla ağlantısı yapı lan bu port ve kablosu gösterilmektedir.
91.2.7. Modem Portu RJ-11
Modemler aracılığıyla uzaktaki bir bilgisayarla PSTN Telefon hattı üzerinden bağlantıkurmamızı sağlayan bu portun yapı sı ve konektörü Ş ekil 1.2.7.1’ de gösterilmiş tir. Bu portgenellikle internete bağlanmak için kullanılmaktadır. Bu port ADSL ve normal V.92modemlerde bulunmaktadır. Bu portlara normal ev veya iş yeri telefonları paralel olarakbağ lanabilir. Yalnız ADSL desteğ i olan hatlarda splitter üzerinden bu bağlantının yapılmasıgereklidir.
1.2.8. Firewire IEEE 1394 Port
USB portlara göre daha hızlıolan Firewire portu genellikle dijital kameralardakullanılmaktadır. Dijital kameralarda bulunan bu port vası tası yla görüntü aktarımını videoyakalama kartıolmadan gerçekleş tirmek mümkündür. Ayrıca bu port bazıhafıza kartokuyucularında bulunabilmektedir. İlk olarak Apple bilgisayarlar için üretilmiş olan bu portPC bilgisayarlarda da yaygın olarak kullanılmaya başlamıştır. Diğer bir adıyla Ay-linkolarak bilinen bu port dizüstü bilgisayarları n hepsinde standart haline gelmiş tir. Büyük veküçük olmak üzere iki farklı konektör yapısına sahip olan bu portun büyük olan versiyonu Bulunmaktadır.
1.2.9. Audio Portu
Ses (Audio) portları na hoparlör (speaker), mikrofon, veya harici bir cihaz bbilgisayardan ses çıkışve girişişlemleri gerçekleştirilmektedir. yeşil renkli port hoparlör çıkışı için, kırmızı mikrofon girişi için, mavi ise harici cüç boyutlu (surround) ses sistemleri için ilave hoparlör bağlantısında kullanılır. Ayolarak sesçıkışı almak içinde ilgili ayarlamalar yapılarak bu port kullanılabilir.
1.2.10. S-Video Port
Ekran kartlarıüzerinde bulunan S-Video Portu üzerinden bilgisayar monitöründebulunan bilgiyi televizyon veya video kaydedicisine göndermek mümkündür. S-Videostandardında resim ve parlaklı k bilgisi ayrı ayrı iki farklı kablodan gönderilmektedir. Bunedenle tek kablodan gönderilen video sinyallerine göre S-Videodan elde edilen görüntüdaha kaliteli olmaktadır.
1.2.10. S-Video Port
Ekran kartlarıüzerinde bulunan S-Video Portu üzerinden bilgisayar monitöründebulunan bilgiyi televizyon veya video kaydedicisine göndermek mümkündür. S-Videostandardında resim ve parlaklık bilgisi ayrı ayrı iki farklı kablodan gönderilmektedir. Bunedenle tek kablodan gönderilen video sinyallerine göre S-Videodan elde edilen görüntüdaha kaliteli olmaktadır.
2.1. Seri ve Paralel Portların Yapısı
Genellikle bilgisayarların çevre donanımlarıyla haberleşmesinde kullanılan seri veparalel portlar artık günümüzde bilgisayar anakartlarının üzerinde tümleş ik olarakgelmektedir. PC bilgisayar ların üretilmeye başlandığı ilk yıllarda PCI veya ISA slotlarınatakılan I/O kartı üzerinde bulunan bu portlar, Pentium işlemciler için üretilen anakartlarınüzerinde tümleşik olarak üretilmeye baş lamıştır. Yani I/O kartıanakart üzerinde I/Oentegresine dönüşmüştür diyebiliriz.
2.1.1. Seri Portun Yapısı
Seri Portta bilgi transferi giden bilgi için tek hat aynı şekilde gelen bilgi içinde tek hatüzerinden yapılmaktadır. Bu nedenle seri port çift yönlü [full dubleks] çalışabilen(bidirectional) bir porttur. Seri haberleşmede bilgi paketleri başlangıç ve bitişbitleriyleişaretlenerek birbirinin ardı sıra gelen sinyallerle gönderilir.PC bilgisayarlarda seri port haberleşmesi RS232 standardında yapılmaktadır. RS232standardının sinyal seviyeleri TTL seviyesinden yüksektir. RS 232 sinyallerini TTLseviyesine dönüş türmek için bilgisayar anakartları içerisinde seviye uygunlaş tırıcı entegrelerkullanılmaktadır. Ayrıca UART adı verilen arabirim sayesinde seri gelen bilgiler paralel halegetirilip bilgisayar anakartı içerisinde işlenebilir hale gelir. Yine aynı şekilde bilgisayardangönderilmek istenen paralel bilgi UART vasıtasıyla seri hale dönüş türülür.seri port dişi ve erkek konektörlerinin yapı sıgösterilmektedir.Genelde 9 pinli konektör yapısı seri portlar için kullanılmaktadır. Eski 25 pinlik konektörlerartık kullanı lmamaktadır ve bu büyük konektörün büyük olmasından başka hiçbir özelliğiyoktur.
2.1.2. Seri Portun Özellikleri
Seri portta bilgi gönderme işlemi şu şekilde ifade edilebilir. 8 tane öğrencinin tek sırahalinde dizildiğini ve bu öğrenci grubunun başında ve sonunda birer rehber öğretmeninolduğunu kabul edelim. Bu grubun gezi için bir yere gittiğini ve güvenlik önlemenin alındığıbu yerden turnikeden geçerek teker teker içeri girdiklerini düşünelim. Bu grubu izleyengüvenlik görevlisinin ilk öğretmenin girişiyle grubun geldiğini, son öğretmenin içeriyegirmesiyle de grubun tamamen içeride olduğunu gözlemleyeceğini çok rahat diyebiliriz. İş teseri port haberleşmesi teker teker 1 ve 0 (var/yok) bilgilerinin iletilmesiyle gerçekleşir.RS232 standardında eğer bilgi 0 olarak algılandıysa bu bilgi +3V ile +25V arasındabir değer olabilir. Eğer bilgi 1 olarak algılandıysa bu bilgi -3V ile -25V arasında gerilimdeğeri almıştır.İki cihaz seri haberleşme portu üzerinden haberleş tirilmek isteniyorsa birinin bilgigönderen ucu diğerinin bilgi alan ucuna çapraz şekilde bağ lanmalı ve şase (GND) uçlarıbirleş tirilmelidir. Ayrıca iki cihazın seri port hızının belirlendiği boudrate’ inin aynı olmasıgerekmektedir. Aksi taktirde alınan verilerde hata meydana gelecektir.
2.2. Paralel Portun Yapısı
Paralel portta bilgi 8 bitlik data hattı üzerinden yapılmaktadır. Seri haberleşmeninaksine paralel haberleş mede iletilmek istenen 8 bitlik veri aynı anda iletilebilmektedir. Seriportta anlatılan öğretmen öğrenci grubu olayını tek kapıdan değilde grubun sanki 8 ayrıkapıdan bir anda geçerek içeri girdiğini düşünerek paralel port için uyarlayabiliriz. Ayrı caparalel portta Kontrol (Control) ve Durum (Status) sinyallerinin alınıp gönderildiği pinlerbulunmaktadır.
3.USB PORTU3.1. Usb Portların Yapısı
USB portları seri şekilde hızlı bilgi transferi için geliştirilmiş portlardır. Bilgi iletimieri olarak 2 kablo üzerinden yapılmaktadır. Ayrıca diğer beseleme için +5 V ve şase için 2kablo daha bulunmaktadır. Toplam 4 kablo içeren USB portundan maksimum 500 mA akımçekilebilir. Bu özelliği sayesinde bu porta bağlanacak çoğu donanım ayrıca enerjigereksinimi duymadan çalışabilir. Paralel porttan 24 mA akım çekilebileceğidüşünüldüğünde USB portu bu özelliği ile büyük avantaj sağlamaktadır.
3.2. Usb Portları n Özellikleri
USB portları nda veri aktarı m hı zı seri ve paralel porttan yüksek Firewire portundan isedüş üktür. 127 adet cihaz bu port üzerine bağ lanabilir. USB portuna birden fazla cihaztakmak için USB Hubları kullanılmaktadır. USB1.0, USB1.1, USB2.0 gibi versiyonları olanbu portun USB2.0’ da bilgi aktarımı saniyede 480 Mbit’dir. USB2.0 USB1.0 versiyonundan20 kat daha hızlıdır. USB portunu kullanan cihazların takçı kart özelliği bulunmaktadır. Yanibilgisayara zarar vermeden bilgisayar çalışırken bu porta çok rahatlıkla donanım takıpçı kartılabilir.USB portunu kullanan donanımlar 3 modda kullanılmaktadır. Bunlar:
a) Kesme Modu: USB fare veya klavye gibi fazla bilgi göndermeyen donanımlar bu modukullanmaktadır.
b) Hacim Modu: Yazı cıgibi paket olarak bilgi transferi yapan cihazlar bu modukullanmaktadır. Paketlerin transferlerinden sonra doğrulama yapılmaktadır.
c) Asenkron Modu: USB hoparlör gibi devamlı surette bilgi alan donanımlar bu moddaçalışır. Bilgi aktarımında hata doğrulaması yoktur.

BELLEKLER

1. BELLEKLER

Genel olarak bellekler, elektronik bilgi depolama üniteleridir. Bilgisayarlarda kullanılan bellekler, işlemcinin istediği bilgi ve komutları maksimum hızda işlemciye ulaştıran ve üzerindeki bilgileri geçici olarak tutan depolama birimleridir. İşlemciler her türlü bilgiyi ve komutu bellek üzerinden alır. Bilgisayarın açılışından kapanışına kadar sağlıklı bir şekilde çalışmak zorunda olan en önemli bilgisayar bileşenlerinden biri bellektir.

1.1. Belleğin Görevi
Teknik olarak bellek, herhangi bir şekilde elektriksel verinin depolanması işlemidir fakat günümüzde hızlı ve geçici depolama anlamında kullanılmaktadır. Eğer bilgisayarınızın işlemcisi devamlı olarak sabit diskinize erişmek zorunda kalsaydı çalışma performansı ciddi bir şekilde düşerdi. Veriler bilgisayarınızın belleğinde tutulduğu zaman işlemciniz bu verilere kat kat daha hızlı erişebilir.




RESİMİ DAHA NET VE DÜZGÜN GÖRMEK İÇİN RESME TIKLAYINIZ





(İşlemcinin belleğe erişme yolları)

Şimdi belleğin çalışmasına birlikte göz atalım:
* Bilgisayarınızı açtınız.
* Bilgisayar açılış verilerini ROM'dan (Read Only Memory - Sadece Okunabilir Bellek) okur ve (POST- Power On Self Test) bütün aygıtların doğru çalıştığından emin olmak için açılış testlerini yapmaya başlar. Bu testin bir



parçası olarak bellek denetleyicisi, bütün bellek adreslerini hızlı bir okuma/yazma işlemiyle test eder.
* Bilgisayar basit giriş/çıkış sistemini (BIOS Basic Input/Output System)
ROM'dan yükler.
* BIOS bilgisayar hakkında depolama aygıtları, açılış sırası, güvenlik, tak ve çalıştır özelliği gibi en temel bilgileri sisteme sunar.
*Bilgisayar işletim sistemini sabit diskten belleğe yükler tabiki sadece sistem için hayati olan kısımlar, bellekte sistem kapanana kadar kalır. Bu işlemcinin, işletim sistemine direk ve hızlı erişimini sağlar.
* Siz herhangi bir uygulama başlattığınızda bu öncelikle belleğe yüklenir. Bellek kullanımını düzenlemek açısından sadece gerekli parçalar, bir uygulama açıldıktan sonra kullanılmak için açılan herhangi bir dosyada belleğe yüklenir.
* İşiniz bitip dosyayı kaydedip kapattığınız zaman dosya, uygun olan depolama birimine (sabit disk) yazılır ve uygulama bellekten silinir.

1.1.1. RAM (Random Access Memory-Rastgele Erişimli Bellekler) RAM; işletim sisteminin, çalışan uygulama programlarının veya kullanılan verinin işlemci tarafından hızlı bir biçimde erişebildiği yerdir. RAM, bilgisayarlardaki CD-ROM, disket sürücü veya sabit disk gibi depolama birimlerinden daha hızlıdır. Bilgisayar, çalıştığı sürece RAM faaliyetini devam ettirir; bilgisayar kapandığı zaman ise RAM'de o an depolanmış olan veriler silinir.



(RAM bellek)
Byte; bellek ölçü birimidir, 8 bitten oluşur. Bit ise “1” veya “0” sayısal bilgisini saklayan en küçük hafıza birimidir. Bellek ölçüleri ise küçükten büyüğe doğru:

1 Byte = 8 Bit
1 Kilo Byte (KB) = 1024 Byte
1 Mega Byte (MB) = 1024 Kilo Byte
1 Giga Byte (GB) = 1024 Mega Byte
1 Tera Byte (TB) = 1024 Giga Byte



RAM ' lerin Yapısı;




RESİMİ DAHA NET VE DÜZGÜN GÖRMEK İÇİN RESME TIKLAYINIZ






1.1.2. Sadece Okunabilir Bellekler ROM, PROM, EPROM, EEPROM, FLASHROM Bellekler

· ROM ( Read Only Memory )

İki bellek türünden birisi olan ROM, RAM'in aksine üzerindeki bilgiler kalıcıdır. Standart ROM üzerindeki bilgiler hiçbir yol ile değiştirilemez veya silinemez.

ROM’un bilgisayar başlatıldığında yerine getirdiği görevleri:

* POST (Power On Self Test): Bütün komutların test edilmesi işlemidir.
* CMOS komutlarına bağlı olarak Setup komutlarını işletir.
* Donanımla bağlı olan BIOS komutlarını yerine getirir.
*İşletim sistemini çağıran BOOT komutlarını yürütür.




*PROM (Programable Read Only Memory-Programlanabilir Yalnızca Okunur Bellek)
PROM’un özellikleri temelde ROM’la aynıdır. Bir kez programlanır ve bir daha programı değiştirilemez ya da silinemez. Ancak PROM’un üstünlüğü yonganın fabrikada yapılırken programlanmak zorunda olmayışıdır. Herkes satın alabileceği PROM programlayıcısı ile amaca göre PROM’a bilgi yazılabilir.

* EPROM (Erasable Programmable Read Only Memory - Silinebilir
Programlanabilir Yalnızca Okunur Bellek) RAM’lerin elektrik kesildiğinde bilgileri koruyamaması, ROM ve PROM’ların yalnızca bir kez programlanabilmeleri bazı uygulamalar için sorun oluşturmuştur. Bu sorunların üstesinden gelmek için teknoloji devreye girmiş ve EPROM’lar ortaya çıkmıştır.


RESİMİ DAHA NET VE DÜZGÜN GÖRMEK İÇİN RESME TIKLAYINIZ






* EEPROM (Electrically Erasable Read Only Memory - Elektiksel Olarak
Silinebilen Programlanabilen Yalnızca Okunur Bellek)
Şu anda bilgisayarınızın BIOS'unuzun kullandığı ROM tipi EEPROM'dur. EPROM'a benzer olarak EEPROM'da silinebilir ve yazılabilir. Adı üzerinde, silme işini elektriksel olarak yapabiliyorsunuz. Yani ultraviyole ışığını kullanarak bilgileri silmek o kadar zor değil. BIOS'lar EEPROM kullanırlar. Bu sayede ana kart üreticileri güncelleşmiş BIOS'larını yazabiliyorlar.


1.2. Yarı İletken Özeliklerine Göre RAM Bellek Çeşitleri

1.2.1. SRAM (Static Random Access Memory-Statik Rastgele Erişimli Bellek)
SRAM, DRAM’den daha hızlı ve daha güvenilir olan, ama onun kadar yaygın olmayan bir hafıza çeşididir.


* SRAM’ler DRAM’lerden daha hızlıdır.
* SRAM’lerin üretim maliyetlerinin DRAM’lerinkine oranla çok daha yüksek olması.


SRAM Chiplerinin Çeşitleri:

* VRAM (Video RAM): Bu RAM ekran kartları için düzenlenmiştir. VRAM ve
WRAM ikisi birden çift portlu bellek birimleridir. Bunun anlamı işlemci aynı anda her iki bellek çipinin içerisine çizim yapabilmektedir.

*WRAM (Windows RAM): WRAM, bellek bloklarının sadece birkaç komutla daha kolay bir şekilde adreslenmesine izin verir.

1.2.2. DRAM ( Dynamic Ramdom Access Memory-Dinamik Rastgele Erişimli Hafıza)
“ Rastgele erişim” ifadesi, bilgisayarın işlemcisini hafızanın ya da verinin tutulduğu bölgenin herhangi bir noktasına direkt olarak erişebileceğini belirtmek için kullanılır.

1.2.4. EDO DRAM (Extended Data Out–Genişletilmiş Veri Çıkışı)

EDO RAM’ler belleğe erişim süresini daha da kısaltmak ve bu arada da güvenilirlik sorununu çözmek üzere geliştirilmiştir


1.2.5. SDRAM (Senkronize DRAM)

SDRAM 1996 yılının sonlarına doğru sistemlerde görülmeye başlandı. Daha önceki teknolojilerden farklı olarak kendisini işlemcinin zamanı ile senkronize edecek şekilde tasarlanmıştır. Bu da bellek kontrolcüsünün istenilen verinin ne zaman hazır olacağını kesin olarak bilmesini sağlıyordu. Böylece işlemcinin bellek erişimleri sırasında daha az beklemesi sağlandı. SDRAM modülleri kullanılacakları sisteme göre farklı hızlarda üretilmektedirler. Böylece sistemin saat hızı ile en iyi biçimde senkronize olmaktadırlar. Örnek olarak PC66 SDRAM 66MHz'de çalışır, PC100 SDRAM 100MHz'de çalışır, PC133 SDRAM 133MHz'de çalışır. 100 ve 133 sistem veri yolu hızını gösterir.

RESİMİ DAHA NET VE DÜZGÜN GÖRMEK İÇİN RESME TIKLAYINIZ
Bellekler, dizeler ve sütunlardan oluşan hücrelerden oluşur. Bilgiler bu hücrelerdeki dizelere ve sütunlara kaydedilir.. Bir bilgi işleneceği zaman bu dize ve sütunlara erişim yapılır. Bir bilginin işlenirken toplam üç farklı gecikme yaşanır. Bunlar RAS, RAS-to-CAS ve CAS tır.

RAS (Row Address Strobe) : Aranan bilginin kayıtlı olduğu dizeye ulaşırken
yaşanan gecikmedir.

CAS (Column Adress Strobe): Bilginin kayıtlı olduğu sütuna ulaşılırken yaşanan gecikmedir.

RAS-to-CAS: Bilginin var olduğu dizeden sütuna geçerken yaşanan gecikmedir.


1.2.6. DDR SDRAM (Double Data Rate SDRAM)
DDR SDRAM teknolojisi gelecek vaat eden bir bellek teknolojisidir. Teorik olarak DDR SDRAM bellekler, SDRAM belleğin sunduğu bant genişliğinin iki katını sunuyor. Adından da anlaşılacağı üzere yine senkronize yani sistem veri yolu hızı ile aynı hızda çalışmaktadır. Bant genişliğini iki katına çıkaran özellik ise saat vuruşlarının yükselen ve alçalan noktalarından bilgi okuyabilme yeteneğinin olmasıdır. SDRAM'da ise bilgi alma yönü saat vuruşlarının yükselen noktalarındandır. Buradan yola çıkarak teorik olarak 133 MHz hıza sahip olan DDR bellek 266 MHz hıza sahip olan SD bellek ile aynı performansı verecektir.
2. BELLEK MONTAJI

Belleği takmadan önce:

Başlamadan önce, aşağıdakilerin yanınızda olduğundan emin olun:

* Bilgisayar/Ana kart Kullanım Kılavuzu: Belleği takabilmek için bilgisayar kasasını açmanız ve bellek yuvalarını bulmanız gerekir. Bu işlemler sırasında bazı kablo ve çevre birimlerini yerinden çıkarmanız ve sonra yeniden takmanız gerekebilir. Kullanım kılavuzu sayesinde bu işlemleri hatasız yapabilirsiniz. Ayrıca kılavuzda sizin bilgisayarınıza özgü bazı donanımlarda gösterilmiş olabilir.

* Ufak Bir Tornavida: Birçok bilgisayar kasası vidalarla birleştirilmiştir. Ayrıca tornavida, parmaklarınız için çok küçük olan bellek yuvaları içindeki tırnaklar için oldukça elverişlidir.
Çalışırken dikkat edilmesi gerekenler:

*ESD Arızası: Statik elektrik oluşumudur.

*Gücün Kapatılması: Kasayı açmadan önce bilgisayarınızı ve tüm diğer çevre birimlerini kapatmanız gerekmektedir. Gücü açık bırakarak çalışmanız, bilgisayarınız ve diğer bileşenlerin arızalanmasına sebep olabilir.


2.2.4. Ön Bellek (CACHE MEMORY)
Ön bellek, işlemcinin hemen yanında bulunan ve ana belleğe oranla çok düşük kapasiteye (genellikle 1MB'dan az) sahip olan bir yapıdır. Cache bellek, işlemcinin sık kullandığı veri ve uygulamalara en hızlı biçimde ulaşmasını sağlamak üzere tasarlanmıştır. İşlemcinin ön belleğe erişmesi, ana belleğe erişmesine oranla çok kısa bir süredir. Eğer aranan bilgi, ön bellekte yoksa işlemci ana belleğe başvurur. Bunu şöyle açıklayabiliriz:
Yiyecek bir şeyler almak için markete gitmeden önce buzdolabını kontrol edersiniz, eğer istediğiniz yiyecek dolapta varsa markete gitmezsiniz, yoksa bile olup olmadığını anlamak sizin bir anınızı alır.

Ön bellek kullanımında tüm programlar, bilgiler ve veriler için geçerli olan temel prensip "80/20" kuralıdır. %20 oranındaki hemen kullanılan veri ve işlem zamanının %80'ini kullanır. Bu %20'lik veri e-posta silmek ya da göndermek için şifre girme, sabit diske dosya kaydetme ya da klavyede hangi tuşları kullanmakta olduğunuz gibi bilgileri içermektedir. Bunun tersi olarak geri kalan %80'lik veri de işlem zamanının %20'sini kullanır. Ön bellek sayesinde, işlemci tekrar tekrar yaptığı işlemler için zaman kaybetmez.

2.2.5.Özel Boyutlular

*RIMM işlemci üretici firmalar CPU’larının saat hızında GHz sınırını çoktan aşmıştır. Bu üreticilerden Intel yeni işlemcisini tasarlarken daha önceleri üzerinde oynayarak yeni işlemciler çıkardığı temel Pentium Pro çekirdeğini rafa kaldırmış, nerdeyse sıfırdan x86 çekirdeği geliştirmiştir. Yeni işlemci gelişirken GHz mertebesindeki CPU saat hızına
RAM’lerin yetişmesinin imkânsız olduğunu görmüş ve RAM modül mimarisinde yenilik getirmenin yollarını aramıştır. Sonunda yeni işlemci ve Rambus belleğini geliştirmiştir. Bu yeni bellekler, yeni bir modül üzerine yerleştirilmiş ve adı RIMM olmuştur.


*SO-RIMM, SO DIMM’e benzer; fakat Rambus teknolojisi kullanılarak üretilmiştir.
*C-RIMM RIMM sonlandırıcı olarak tanımlanabilir. RDRAM tabanlı sisteminizde bulunan RIMM slotlarına RDRAM’ları taktıktan sonra boş kalan slotlara C-RIMM modüllerini takmalısınız. Bu sayede, RDRAM sinyalleri sonlandırılacak ve sistemin çalışması için uygun bir ortam oluşmuş olacaktır. Eğer RIMM slotlarının hepsi dolu ise, C-RIMM modüllerine gerek kalmayacaktır. Eğer boşta RIMM modülleri var ise, C-RIMM modüllerini kullanmak zorundasınız.

İŞLEMCİLER

1.1. İşlemcinin Görevi

“İşlemcinin görevi nedir?” Diye sorulduğunda birçok kişi net bir cevap veremese de işlemciyi bilgisayarın beyni olarak tanımlar. Bu tanımlama, işlemcinin önemini kavradıklarını ifade eder. İşlemcinin anlaşılabilmesi için görevini net olarak tanımlamalıyız. Bugün piyasada çeşitli işlemciler bulunmaktadır. Eğer işlemcinin bilgisayardaki görevini tam olarak bilmezseniz bu donanımda seçim yapmanız zorlaşacaktır. İşlemciyi anlamanız sizi hem mesleğinizde daha yeterli yaparken hem de bilinçli bir tüketici hâline getirecektir.


RESİMİ DAHA NET VE DÜZGÜN GÖRMEK İÇİN RESME TIKLAYINIZ



RESİMİ DAHA NET VE DÜZGÜN GÖRMEK İÇİN RESME TIKLAYINIZ







1.2. İşlemci Nedir?


İşlemci, bilgisayarın birimlerinin çalışmasını ve bu birimler arasındaki veri (data akışını kontrol eden, veri işleme (verileri değerlendirip yeni veriler üretme) görevlerin yerine getiren elektronik aygıttır. Veriler üzerindeki yaptığı işlemler, temel aritmetik işlemleri kadar basit (örneğin 1+3 gibi) ya da çok daha karmaşık (bu değeri al ve ses kartına yolla ki böylelikle hoparlörden müzik dinleyebilinsin) gibi çeşitli seviyelerde olabilir.

İşlemci yerine mikroişlemci, CPU (sipiu diye okunur – Central Processing Unit ), MİB (CPU’nun Türkçe karşılığı - Merkezi İşlem Birimi), µP (mikro processor-mikro prosesır diye okunur) isimlerini de sıklıkla kullanıyoruz.
RESİMİ DAHA NET VE DÜZGÜN GÖRMEK İÇİN RESME TIKLAYINIZ





RESİMİ DAHA NET VE DÜZGÜN GÖRMEK İÇİN RESME TIKLAYINIZ
1.2.3 Programlar Nerede Tutulur?

Bilgisayarda tüm programlar sabit diskte (hard disk) tutulur.
İşlemci her saniyede milyonlarca, hatta milyarlarca komutu işleyebilir. Sabit disk, işlemcinin komut işleme hızına ulaşamaz. Bu sorunu ortadan kaldırmak için programlar sabit diskten alınarak RAM’e (rem diye okunur) yüklenir. RAM’den de işlemciye aktarılır. Bir program RAM’e yüklendiğinde ve işlemci kendisinden istenileni gerçekleştirdiğinde buna program (yazılım) çalışıyor deriz. Verinin sabit disk, RAM ve işlemci arasındaki akışı tek yönlü bir işlem değildir. İşlemcinin yaptığı işlemler sonucunda ürettiği veriler de işlemciden, RAM’e ve oradan da sabit diske alınarak, sabit diskte tutulur.


(Programların sabit diskten RAM’e ve oradan da işlemciye alınması. İşlemcinin ürettiği sonuçların RAM’e ve oradan da sabit diske alınması)



1.2. İşlemcinin Yapısı



RESİMİ DAHA NET VE DÜZGÜN GÖRMEK İÇİN RESME TIKLAYINIZ






(İşlemci yapısı ve işlemcinin çevre birimleriyle ilişkisi)

1.4.1. Çekirdek (Core)
Komut çalıştırma işlemlerini yapan bölümdür. Çalıştırma birimi (execution unit) olarak da bilinir.

1.4.2. ALU (Aritmetik Lojik Unit / Aritmetik Mantık Birimi)
İşlemci tarafından gerçekleştirilecek matematiksel ve mantıksal işlemlerin yapıldığı bölümdür.

1.4.3. Ön Bellek (Cache)
Sistem belleğinden gelen veriler, çoğunlukla CPU’nun hızına yetişemezler. Bu problemi çözmek için CPU içinde yüksek hızlı hafızalar bulunur. Ön bellek çalışmakta olan programa ait komutların, verilerin geçici olarak saklandığı yüksek hızlı hafızalardır.

1.4.4. Kontrol Birimi
İşlemciye gönderilen komutların çözülüp (komutun ne anlama geldiğinin tanımlanması) işletilmesini sağlar. İşlemci içindeki birimlerin ve dışındaki birimlerin eş zamanlı olarak çalışmasını sağlayan kontrol sinyalleri bu birim tarafından üretilir.

1.5. İşlemci Hızı
Bilgisayarın tüm donanımlarının bağlandığı kart olan ana kartta saat çipi (saat yongası) vardır. Bu saat sistem hızını (FSB) belirler. Saatin her “tik”i, saniyede milyon veya milyar devirle ölçülür. Saniyedeki tek devirin ölçüsü hertz’dir. (Hertz diye okunur.)

İşlemcilerde hız, işlemcinin birim zamanda yapabildiği işlem sayısı olarak tanımlanmaktadır. Bir saniyede yapılan milyon adet işlem Mhz (Megahertz) olarak tanımlanır ve temel hız ölçüsüdür. Ancak günümüz işlemcileri saniyede milyar işlem – Ghz (Gigahertz –cigahertz diye okunur) hız seviyesine ulaşmışlardır.



RESİMİ DAHA NET VE DÜZGÜN GÖRMEK İÇİN RESME TIKLAYINIZ




1.6. İletişim Hatları (İletişim Yolları)

*Adres Yolu (Address Buses): İşlemcinin bilgi yazacağı veya okuyacağı her hafıza hücresinin ve çevre birimlerinin bir adresi vardır. İşlemci, bu adresleri bu birimlere ulaşmak için kullanır. Adresler, ikilik sayı gruplarından oluşur. Bir işlemcinin ulaşabileceği maksimum adres sayısı, adres yolundaki hat sayısı ile ilişkilidir. Adres yolunu çoğunlukla işlemci kullanır. Bu yüzden adres yolunun tek yönlü olduğu söylenebilir.

*Veri Yolu (Data Buses): İşlemci, hafıza elemanları ve çevresel birimleriyle çift yönlü veri akışını sağlar. Birbirine paralel iletken hat sayısı veri yolunun kaç bitlik olduğunu gösterir. Örneğin, iletken hat sayısı 64 olan veri yolu 64 bitliktir. Yüksek bit sayısına sahip veri yolları olması sistemin daha hızlı çalışması anlamına gelir.

*Kontrol Yolu (Control Buses): İşlemcinin diğer birimleri yönetmek ve eş zamanlamayı (senkronizasyon) sağlamak amacı ile kullandığı sinyallerin gönderildiği yoldur.



1.11. İşlemci Üreticileri
AMD, Cyrix, IDT, Intel, Motorola, Zilog, Mostek, NexGen gibi birçok firma işlemci üretmektedir.
1.11.1. Intel İşlemciler

1.11.1.1. Pentium Öncesi İşlemciler
1971 yılında Intel tarafından piyasaya sürülen, ilk işlemci olarak kabul edilen 4004 işlemcisinin sadece 16 pini vardı ve ana karta sabitlenmiş haldeydi. 1978 yılında üretilen 8086 kişisel bilgisayarlar için kullanılan ilk işlemciydi. 8086 işlemcisi 16 bitlik, 5 mhz hızında çalışan bir işlemciydi.


1.12. İşlemci Teknolojileri

1.12.1. HT (Hyper Threading) TeknolojisiYüksek kalitede video ile ses, ağır veritabanı uygulamaları birçok veriyi işleme zorunluluğu getirmektedir. Bu kadar çok veriyi işlemek için birden fazla işlemci kullanılabilir. Ancak bu pahalıya mal olur. Bu tip bir çözüm yerine, kullanılabilecek daha ucuz çözümlerden biri olan Hyper-Threading (HT) teknolojisi sayesinde bir işlemci birbirinden bağımsız iki programa ait veriyi aynı anda işleyebilmektedir. Hyper Threading teknolojisi için aynı anda birkaç yazılımı çalıştırırken, randımanı artırmaya yarayan bir teknolojidir denilebilir.



RESİMİ DAHA NET VE DÜZGÜN GÖRMEK İÇİN RESME TIKLAYINIZ





1.12.2. Çift Çekirdekli İşlemciler (Dual-core Processors)
Çift çekirdekli işlemci tek bir fiziksel işlemci içinde aynı frekansta çalışan iki tam yürütme/çalıştırma biriminden (çekirdek) oluşur. Her iki çekirdek de aynı paketi, aynı çipset ve belleği kullanır. İki çekirdeğin olması, aynı anda çoklu uygulama çalıştırma olanağı sağlar.









RESİMİ DAHA NET VE DÜZGÜN GÖRMEK İÇİN RESME TIKLAYINIZ








1.13. İşlemcileri Tanıma Yolları
Windows’ta “Bilgisayarım” simgesine sağ tıklayarak Özellikler komutu seçilince açılan “Sistem Özellikleri” penceresinden işlemci markası, model ve işlemci hızı özellikleri öğrenilebilir.

RESİMİ DAHA NET VE DÜZGÜN GÖRMEK İÇİN RESME TIKLAYINIZ






2. İŞLEMCİ SOĞUTMASI

2.1. Soğutmanın Önemi
Belli değerden sonra yüksek ısı, işlemciye zarar vermektedir. Bu nedenle işlemcilere soğutma düzeneği takılmalıdır.

2.2. Soğutucu Malzemeleri
Soğutucu (Heatsink-hiğtsink diye okunur), işlemcinin üzerine yerleştirilen ve işlemcinin çekirdeğindeki ısıyı kanatlarına çeken metallerdir. Kimi soğurucular kalın, kimileri ise ince kanatlara sahiptir. İnce kanatlı soğurucular daha çok ısı çekerler, fakat daha pahalıdırlar ve daha kolay kırılabilirler.

2.2.2. Fanlar Fanlar bilgisayar sistemlerinde ısınan donanımlar üzerindeki ısıyı dağıtmak amacıyla kullanılan pervanelerdir.
2.2.3. Termal Macun
Termal macun; işlemcinin üzerine sürülen, ısıyı oldukça hızlı soğutucuya ileten üzerinde tutmayan ve bu şekilde işlemcinin ısısını düşürmeye yarayan bileşiktir. Termamacun, termal pasta, termal ara yüz materyali, ısı iletici macun, termal bileşik gibi adlarla daanılır. Genelde beyaz bir tutkala benzer. İçerdiği maddelere göre farklı renklerde olabilirler.